Geçmişten günümüze baktığımızda her çağda tek gördüğünüz şey nedir? Tüm bu fiziksel ve ruhsal çatışmaların sonucu neye bağlanır? İnsanlıktan daha ağır basan duygu nedir?
Tüm bu soruların cevabı insanlığın kazanma hırsı, elindekiyle yetinmeyip daha fazlasına sahip olma isteği.. Ne yazık ki bu kapitalist düzen insanlığı bu hale getiriyor. Sen, ben, o, biz hepimiz ''Neden daha iyisi benim olmasın? '' düşüncesine kapılıp insanlığın içindeki vicdan duygusuna toprak atıyoruz. Neden mi? Basit bir örnek vereyim şuan hemen hemen herkesin elinde milyarlar verdiği akıllı telefonlar var. Bir ay kullanıyorsun çok geçmeden yenisi çıkıyor sonra sen onun özelliklerini araştırıp ''Aaa o daha iyi ondan alayım.'' düşüncesinde kaybolurken o kullandığın telefonun çalışabilmesi için sahip olduğu bataryanın ham maddesi olan 'Kobalt'. Ne yazık ki bu kobalt elementinin yüzde ellisinden fazlası Kongo'da. Bu elementi çıkarmak için orada çocuklar çalışıyor ve bununla da kalmıyor ailelerini kaybediyorlar. Peki neden çalışıyorlar 40 cent için! O çocukların okumaları için daha o yaşta o ağır işi yapıp 40 cent kazanmaya ihtiyaçları var ve ne yazık ki telefon nedir bilmiyorlar hayatlarında görmediler bile.. Sadece telefon değil teknoloji nedir bilmeden elektrik, su olmayan yerlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar...
İnsana hayatı zorlaştıran insanlar.. Bugün dışarı çıkıp baktığınızda kiminin ayağında ayakkabı yok kiminin altında en lüks araba. Zengin daha da zengin asgari ücretle geçinenler gittikçe fakirleşiyor.
Para var ama değeri yok. Alışveriş yapıp eve geliyorsunuz ya, poşetlere bakın içinde ne var? Üç tane domates, beş tane salatalık evde kaç kişi yaşıyor? Onlar kime yetecek? Daha doğru bir soru sorayım yetecek kadar almak için yeterli para var mı? Bir şekilde geçiniliyor bir şekilde yaşanılıyor ama bu soğukta dışarıda 1 saat durmaya dayanamazken dışarıda yaşan binlerce insan var.
Bir çok ciddi soruna sahibiz, her şey güzelmiş gibi görünüyor. Artık gelişmekte olan çocuklar kendilerini sosyal medyayla geliştiriyorlar. Bu ucu açık ve çok tehlikeli bir durum çünkü oradan çok faydalı şeylerde öğrenilebilinir çok gereksiz şeylerde aklınızın alamayacağı kadar zararlı şeylerde ucu gerçekten çok açık. Hepimiz bu kazanın içerisindeyiz daha önemli şeyler yokmuş gibi kim kimden boşanmış, hangi ünlü kimi bıçaklamış falan filan.. Bunlar sana, bana, ona, bize ne katıyor? Hayatını ne kadar değiştiriyor? Hepimize bir not, '' Bir şey sana hiç bir ŞEY katıyorsa ondan uzaklaş.'' Kendimizi ne kadar geliştirirsek etrafımızda olan bitenin ne kadar farkında olursak vicdanımızda o kadar genişler.
Sonuç olarak dünya kocaman bir yer iyisi, kötüsü, zengini, fakiri her türlüsü yaşıyor. Çalışıp üretmek bir şekilde başarmak güzel yerlerde olmak herkesin isteği tabi ki de bu her insan için bir istek olmalı. Önemli olan bir şeyleri başardıktan sonra insan kalabilmek.. Bu bahsettiğim şeyler en belirgin sorunlar. Farkındalık aslında asıl anlatmak istediğim şey bu farkında olursak, elimizi kalbimize koyabilirsek nur topu gibi bir vicdanımız olur.